Disleksinin bilimsel açıklaması böyle. Bu olayı kişiselleştirmek çok kolay zira disleksi her insanda farklı seyredebiliyor. Disleksi ya dislektik olmanın en kötü yanı, diğerlerinden farklı olduğunuzu hep beyninizde hissetmenizdir.
Olayın en kötü yanı, dislektik olup, bunu bilmeden yaşamanızdır. Farkettiğinizde avuçlarınızın arasından uçup giden şeyler, sizi ölünceye kadar kahredecek büyüklüktedir. Beyninizin farklılığını anlatmak için sürekli kendinizi yinelemeniz, kendinizi kabul ettirme çabanız yavaşça tüketir her şeyinizi. Disleksinin ne olduğunun bilinmediği, hele ki, cahil bir aile mensubu olmanız, bütün bunlara inat okuyup kendinizi yetiştirme hırsınız birbiriyle öyle karman çorman oluyor ki, bir süre sonra bırakıyorsunuz.
Biliyorsunuz; beyniniz farklı çalışıyor ve diğerlerinden birçok noktada fazlalığınız var ama onlardan olmadığınız için hep kendinizi bir kenara çekiyorsunuz.
Unutun her şeyi, çekilin kenara, onlardan değilseniz, kendinizi var edin. İşte bir başınalığın en feci yanı; her şeyi kendiniz yapmalı, kendinize göre düzenlenmiş bir yaşam biçimi oluşturmalısınız. Tabi imkanlarınız ne kadarına elveriyorsa.
Disleksi ne değildir
Disleksi nin ne olmadığını da izah etmek konunun daha iyi kavranmasını sağlayacaktır.
Disleksi bir zihinsel engel değildir. Bir hastalık değildir. Görme işitme duyu organı, duyusal ve davranış bozuklukları nedeniyle öğrenemeyen öğrenci değildir.
Milli Eğitim Bakanlığının 1990 yılındaki tanımına göre “ÖÖG olan, gerek zeka düzeyi yönünden ayrıcalığı olmamakla beraber yetiştiği çevrenin maddi ve kültürel yetersizliği yüzünden eğitim ve öğretim için ilgileri, tecrübeleri bulunmayan veya organik ve fonksiyonel sebeplere bağlı özel nitelikte ablama, anlatma, okuma, yazma, çizme, tanıma ve kavramlaştırmada güçlükleri olan çocuklardır.”
Dünya Nöroloji Federasyonu (World Federation of Neurology) 1970 te gelişimsel disleksiyi “Konvansiyonel yönergeler, eterli zeka ve sosyokültürel olanaklara rağmen okumayı öğrenme zorluğu biçiminde kendini gösteren bir bozukluk” olarak tanımlamıştır.
ABD Ulusal Öğrenme Bozukluğu Birleşik Komitesi (NJCLD) tarafından 1988 yılında şöyle bir tanım yapılmıştır. “Öğrenme bozukluğu genel bir terimdir ve dinleme, konuşma, okuma, yazma, akıl yürütme ile matematik yeteneklerin kazanılmasında ve kullanılmasında önemli güçlüklerle kendini gösteren heterojen bir bozukluk grubudur”